19 Eylül 2015 Cumartesi

MEKTUP: TÜRKİYE'NİN BÜTÜNLÜĞÜ BU COĞRAFYADA YAŞAYAN HERKESİN DERDİ


Çanakkale Şehitliği’ne gittiğimde şehitlerin isimleri arasında memleketimden/ilçemden “Ahmet
oğlu Ali” adını görünce çok duygulanmıştım. Sonra baktım Ankara, Diyarbakır, Konya, Kerkük, Üsküp, Van, Hakkari, Kars, Trabzon, Bakü… Osmanlı coğrafyasının her köşesinden isimler… Ve hatta bu ülke için ölmüş Rum vatandaşların isimleri var şehitlikte… Türkiye böyle kuruldu, kimse kimseye Türk, Kürt, Sünni, Alevi, Doğulu, Batılı diye bakmadı. Bugünkü halimizden sanırım şehitlerimiz büyük utanç duyarlar; zira ayrımcılık yapmak için herkes elinden geleni yapıyor. “Kürt sorunu” diye diye sorun üretildi. Oysa olan “yönetim” ve “demokrasi” sorunuydu.
***
Şehitlerimiz geliyor, acılar diziliyor boğazımıza, kalbimiz paramparça ve ruhumuz perişan… Elbette evladını, eşini, babasını kaybedenler kadar bu acıyı hissetmemiz imkansız. Ateş düştüğü yeri yaktı kavurdu hep. Öyle olmasa terör belasından şimdiye dek kurtulurduk…
Terör örgütü hem cinayet işliyor -askerimizin, polisimizin şehit cenazeleri geliyor- hem de bölgedeki Türk, Kürt, Arap bütün vatandaşlarımızın yaşamını Cehenneme çeviriyor. Cizre’de olanlar tamamen PKK’nın eseri ve Kürtlerin haklarını savunmakla uzaktan yakından bir ilgisi bulunmuyor. İnsanlık dışı bir zorbalık var o topraklarda. Terör örgütü ağır bir baskı kurmuş durumda.
***
Şehitlerimiz onmaz yaralar açıyor, büyük acılar yaşıyoruz.
Bu acılar ve olaylar Türkiye’nin diğer bölgelerinde Kürt vatandaşlarımıza karşı saldırılara neden oldu. Ağır provokasyon var, her tarafta… “Doğulu” ve “Kürt” nitelemeleriyle insanlara, iş yerlerine, işçilere saldırmak sadece PKK’nın amaçlarına hizmet etmektir. Kürtleri düşman görmek cinayettir. Kürtler de Türkler gibi bu ülkenin eşit yurttaşlarıdır. PKK’yı ve terörünü ve elbette işbirlikçilerini lanetliyoruz. Özellikle Batıda yaşayan Kürtlerden PKK’ya karşı gür sesler bekliyoruz… Ancak bu masum vatandaşlara saldırıyı meşru kılmaz, kılamaz. Kürtlerin elbette her fırsatta PKK’yı lanetlemeleri gerekiyor. Fakat unutmayalım ki, 30-35 yıldır bu halde devam eden terör belasının açtığı yaralarda Türklerin de Kürtlerin de, herkesin kabahati büyük… Zira, bu belanın bitmesi için bir “duygu birliği” veya “yürek birliği” oluşturamadık… Siyasi beklentiler, teröre karşı tek yürek olmayı engelledi hep… Yıllardır “profesyonel ordu” konuşuluyor, nerede? Nedenler çok, başka bir yazıya kalsın!
***
Öğrencilerim arasında ayrım yapmam, demokrasiyi yaşamaya çalışırım gündelik yaşamımda da. İnsana yaklaşımım her zaman “karakter, çalışkanlık, ötekine, Cumhuriyetin değerlerine, ülke bütünlüğüne, demokratik değerlere saygı” çerçevesinde olmuştur ve olmaya da devam edecektir… Tanımaktan kıvanç duyduğum bir Kürt öğrencimin mektubu, sanıyorum gerçekleri daha yalın olarak bize sunuyor. Bazı yerlerde kısaltmalar yapmak zorunda kaldım, kendisinin zarar görmemesi için.
Provokasyonlar ancak ve ancak bölücülüğe hizmet eder. Buyrun o mektup:
“Hocam merhabalar,
Şu güzelim doğada, yemyeşil dağlarda nasıl oluyor da insanlar ellerine silah alıyorlar bu yaşıma geldim hala anlamış değilim doğrusu. Bir kaç gündür özellikle sosyal medyayı takip etmemeye çalışıyordum çünkü uykularım kaçıyordu. Bugün biraz kendimi toparlayıp twittera girdim ve sizin paylaşımlarınızı görüp rahatladım yine. Bölge halkını pkk ile eşdeğer tutmamanız ve bunu dile getiren insanlardan birisi olmanız benim hayata daha sıkı bağlanmamı sağlıyor.
Hem Kürt olup hem de vatanına bayrağına derin sevgi ve saygı besleyenler var buralarda.
Eşlerini babalarını, oğullarını şehit veren Kürt kadınlar var.
Tayini çıkmasına rağmen gitmek istemeyen buralarda vatana hizmet etmek isteyen insanlar var.
Sizin gibi insanlar susarsa ne yaparız biz buralarda? Biliyorum vicdanlısınız susmazsınız ama yazmak istedim işte. Biz buralarda bir kaç ilimize göre rahatız şükürler olsun ki. Ama rahat yaşayamayan sıkıntı çeken o kadar çok insan var ki özellikle de bazı illerimizde. Bir arkadaşım anlattı: Seçimlerde ne yazık ki, başka tercih verilmemiş kendilerine. Pkk’nın vergi almasından tutunda mahkeme kurulmasına kadar öyle şeyler anlatılıyor ki şaşıp kalıyoruz.
***
Hocam bir gün buralar onların toprakları olursa yaşayamayız bizler buralarda.
Vicdanlı insanların susmaması lazım ki, bilsin insanlar bizlerin terörist olmadığını, buralarda da katil olmayan insanların yaşadığını, vicdanlı olduğumuzu bilsinler.
Sizin de bildiğiniz gibi her şehit haberinde gözyaşı döken insanlar var buralarda.
Bölünmesin ayrışmasın vatanımız diyenler çoğunlukta.
Sizlerin aydınlatması ile bu cahillik bitecek inşaallah. Gençler dağa gitmeyi bırakacak, şu kan emicileri daha fazla prim sağlayamayacak. En çok memleketinden çıkıp üniversite için il değiştiren Kürt gençleri kandırılıyor özellikle bazı illerdeki adı sanı duyulmuş üniversitelerde ne yazık ki gençlerimizi kandırıyorlar evladı avukat, doktor çıkacak diye üniversiteye yollayıp terör örgütüne katıldığını duyup paramparça olan nice aileler var.
Ilımlı, barışçıl konuşmak yerine barış kelimesini maske olarak kullanıp insanları dağa yönlendiriyorlar bazı yerlerde ve bunlar aydın diye geçiniyorlar. İnancımı yitiriyorum bazen umutsuzluğa kapılıyorum ya bir gün buralar vatan toprağı olmazsa diyorum ama sizler ve burada yaşayan vatanına milletine bağlı insanlar benim içime tekrar umut tohumları ekmemi sağlıyor.
Bir gün bitecek hocam… Bu kan duracak…
Bizler doğu ve güneydoğudan geldiğimiz için insanlarla tanışırken ek olarak bir parantez açıp Kürdüm ama pkkyı savunmuyorum gibi bir açıklamak yapmak zorunda kalmayacağız.
İnsanlar buralara gelirken çekinmesini ve korkmasını gerektiren bir şey olmadığını görecek. Siz canla başla insanlar ayrım yapmasın daha fazla şehit haberleri gelmesin diye çabalarken belki sizin de umutlarınız kırılmıştır, yeter artık demişsinizdir belki ya da buralardan ümidiniz kesilmiştir belki diye ben de size iyi haber vereyim dedim.
Bizler bu ülkenin vatandaşı olmaktan da aynı bayrak altında yaşamaktan da mutluyuz ve onurluyuz.
Birliğimiz bozulursa başımıza büyük felaketler geleceğinin bizler de burada farkındayız.
Umut ve barış ekenlerle terörü lanetleyip yaşamı ve hakkı, haklıyı savunanlarla bu ülkede bu pkk sorunu bitecek inanıyorum.
Bizler bu topraklarda huzurla yaşıyoruz Kürtler, Türkler, Araplar daha niceleri… Türk bayrağı, hepimizin bayrağı.
Ve huzurumuzu teröre borçlu değiliz bunun da farkındayız. Silahlanmayacak insanlar çünkü çok analar ağladı daha fazla gözyaşı ve kan görmek istemiyor kimse. Siz de umutsuzluğa kapılmayın…
Bazı haberlerde gösterildiği gibi teröristler bizim topraklarımıza ellerini kollarını sallayarak rahat giremiyorlar bazı zaaflarımız olsa bile o kadar savunmasız bir ülke değiliz, öyle göstermeye çalışıp buralara kimse gelip gitmesin hizmet edilmesin istiyorlar. Ama amaçlarına ulaşamayacaklar.
Bizler onlara fırsat vermedikçe vatandaşı tabanlarına alamadıkları sürece eriyip gidecekler. Umutluyum bitecek, siz de umudunuzu hiç yitirmeyin…”
***
Mektup böyle…
Türkiye’yi huzura erdirecek olan bu umuttur. Birlik ve beraberlik umudu…
Bölücülüğü, terörü, Türk Kürt, Alevi Sünni ayrımcılığını lanetliyorum. İnsanın insanlığı etnik kökenine ve aidiyetine bağlı değildir. Türkiye’nin birliği ülke insanını Türk Kürt, Doğulu Batılı diye ayırmamaktan geçiyor. Ayrımcılık PKK’nın yaptığı şeyin ta kendisidir.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ YURTTAŞLARI ARASINDA AYRIMCILIK YAPMAK BÖLÜCÜLÜĞE VE TERÖRE HİZMET EDER… TÜRKİYE’NİN SURİYE OLMASINI İSTEYEN PKK, Türklerin provokasyonlara gelip Kürtlere saldırması için elinden geleni yapıyor. Bu tuzağa düşmeyeceğiz. Türkiye’nin güvenlik güçleri terör örgütüyle baş eder, yeter ki biz onların moral motivasyonunu bozmayalım. Yapabiliyorsak teröre karşı kamuoyu oluşmasına katkı sağlayalım, terörü lanetleyelim. Türk dünyasının ve İslam dünyasının yıldızı Türkiye’yi kimse dize getiremeyecektir. Devletin terörle baş edecek gücü ve iradesi vardır. Yeterki toplum, teröre karşı tek yürek olsun!
Per aspera ad astra! Engellere rağmen yıldızlara ulaşmaya çalış!